Bugün Ayvalık'taydım. Gerçekten çok güzel bir memleket onu söylemek gerek en başta.Sahiliyle,Cundasıyla,Şeytan Sofrasıyla gerçekten gezip görülmeye değer yerler. Özellikle Cunda adasının o tarih kokan yapısı insanı içine çekiyor.Şeytan Sofrasının ise manzarasının ne denli muazzam olduğunu giden gitmeyen neredeyse herkes biliyor.
Eski bir Rum yerleşkesi olan Ayvalık hala o Rum kültürünü koruyor diyebiliriz.Sonuçta yüzyıllar boyunca Rumlar ile Türkler iç içe yaşamış ve kültür etkileşimi üst düzeyde olmuştur. Dar sokakları,taş evleriyle bu kültürü hissedebiliyorsunuz. En önemli kültür alışverişlerinden biri de dini yönde olmuş. İnsanlar birbirlerinden etkilenip din değiştirmiş mi orasını bilemem ama ibadethanelerinin değiştiğini bugün kendi gözlerimle görünce daha çok etkilendim.
Agios Georgis kilisesi denildiği zaman Ayvalıktaki yerini bilmez şimdilerde ama Çınarlı Cami denildiği zaman hepsi gösterirler yerini. Yapımı 1790 yılında tamamlanan Agios Georgis kilisesi Rum Ortodokslarının ibadethanesi idi. Ayvalık ve çevre yerleşim yerlerindeki Ortodokslar buraya gelir kendi dininin gerektirdiği ibadetleri yaparlardı. Bu kilisenin yapısı Yunan Haçını simgelemiş bittiğini zaman.Çünkü şeklen de öyle yapılmış.
Eski bir Rum yerleşkesi olan Ayvalık hala o Rum kültürünü koruyor diyebiliriz.Sonuçta yüzyıllar boyunca Rumlar ile Türkler iç içe yaşamış ve kültür etkileşimi üst düzeyde olmuştur. Dar sokakları,taş evleriyle bu kültürü hissedebiliyorsunuz. En önemli kültür alışverişlerinden biri de dini yönde olmuş. İnsanlar birbirlerinden etkilenip din değiştirmiş mi orasını bilemem ama ibadethanelerinin değiştiğini bugün kendi gözlerimle görünce daha çok etkilendim.
Agios Georgis kilisesi denildiği zaman Ayvalıktaki yerini bilmez şimdilerde ama Çınarlı Cami denildiği zaman hepsi gösterirler yerini. Yapımı 1790 yılında tamamlanan Agios Georgis kilisesi Rum Ortodokslarının ibadethanesi idi. Ayvalık ve çevre yerleşim yerlerindeki Ortodokslar buraya gelir kendi dininin gerektirdiği ibadetleri yaparlardı. Bu kilisenin yapısı Yunan Haçını simgelemiş bittiğini zaman.Çünkü şeklen de öyle yapılmış.
1790 yılından 1923 yılına kadar kilise halini almış ve öyle devam etmiş. 1923 yılında mübadeleden sonra burası da kilise statüsünden çıkmış ve camiye çevrilmiş. 1923 yılından şuanda günümüze kadar cami olarak devam ediyor.
İçeri girmeden de yapısı insanı etkiliyor ama içeri girdikten sonra insan neredeyim ben diyor. Kilisenin motiflerini hala taşıyan bu yapı insanı adeta zaman yolculuğuna çıkarıyor. Oradaki Rum Ortodokslarının yaptığı ibadetleri sanki hissediyormuş gibi oluyorsunuz. Hem minaresinin hem de kilise kubbesini aynı anda barındıran yapı kültür etkileşimini çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor.
Zamanında kilise şimdilerde cami olarak kullanılan bu yapının bir diğer önemli özelliği de akustik sisteminin çok iyi oluşturulması. Yanınızdaki insanla konuşsanız bile sesiniz yapının her yerine dalga dalga yayılıp yankılanıyor. İçeride günümüz gereği hoparlör ve mikrofon sistemi var ama olmasa bile azıcık gür ses ile hiçbir sıkıntıyla karşılaşılmayacağını düşünüyorum.
Fotoğrafta görmüş olduğumuz mihrap ile fotoğrafta göremediğimiz müezzin mahfili 1923 yılında kiliseden camiye çevrildikten sonra eklenmiştir.
Kültür etkileşiminin üst düzey olduğu Ege kıyılarının ilçelerinde daha birçok böyle yer var.Nasip kısmet olursa görürsem eğer burada paylaşmaya devam edeceğim. Eğer bir gün rotanız Ayvalık olursa Agios Georgis kilisesinin şey pardon Çınarlı camini de gezmenizi ve görmenizi tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder